13 Mart 2016 Pazar

Tif ve Tondu, Meçhûl Ok



Meçhûl Ok
(Les Flèches de nulle part)
Sayı 10 / 1967
Yazan: Maurice Rosy
Çizen: Will
Çeviri: SToktan






Kahramanlarımız yine huzur içinde evlerine dönme şansını elde edemeyecekler, yeni bir esrarengiz vak'aya ister istemez teslim olmak sanki onlar için kaçınılamaz bir hâl gibi. Biz de kendilerine elimizden geldiğince yardımcı olalım bâri.

2 Mart 2016 Çarşamba

Akbaba Nick Knatterton'a Karşı - bölüm 3


Varan üç!
Her ne kadar çokca zaman geçmiş ve 2. bölümün sonunda 'pes vallahi' deyip bırakmışsam da, o bölümde 'Varan' üç!' başlığı altında ele aldığım 'Ceymis Bont 003½ !'u, 'Varan 3½ !' olarak revize edip arada atlamış olduğum ve yayın sırasıyla 10 Kasım tarihli Akbaba sayı 1965/46'da tefrika edilmeye başlanmış olan bu üçüncü Knatterton katli resminin tamamını sizlerle paylaşmadan geçmek haksızlık olurdu diye düşünerek bir kere daha bu önemli 'çizgiromanda intihal' vak'asını ele almak üzere kolları sıvıyorum. (Edebiyat hocamın uyarısı: "Bu kadar uzun cümle kurma!")
Daha önce 'Nazik Sülüman' adlı hikâyede olduğu gibi, Yengeç Teyfik de Bir Knatterton senaryosunun kullanılıp, orijinal esere sanki stoyboard'muş gibi muamele edilerek karelerin teker teker yeniden çizilmesiyle gerçekleştirilen bir 'iş'. Yine hiç yanıltmayan Nick Knatterton tarzı girizgâhı ile karşımıza çıkan 'Yengeç Teyfik' usta karikatürist Semih Balcıoğlu imzalı. Zamanında (belki bugün de) dünyanın en iyi karikatüristleri arasında yeralmış, birçok karikatür müzesinde eserleri sergilenen, ayrıca onlarca kişisel sergi açmış, çok sayıda ödülü ve kitapları bulunan bu önemli çizgi ve mizah ustasını böyle bir başlık altında ele alıyor olmak bile oturup biraz düşünmek için yeterli bir sebep.
Tam ismi Nikolaus Kuno Freiherr von Knatter olup "Nick Carter" ve "Nat Pinkerton"'u anıştıran, Manfred Schmidt (1913–1999) imzalı ünlü Alman dedektif Nick Knatterton'un bir diğer 'istismar edilmiş' bu hikâyesinin adı ise "Die rasierseifen - Geheimwaffe" (Traş sabunu - Gizli silah), dizinin 9. kitabı. Müteveffa Schmidt'in daha hayatta iken kemiklerini sızlatıp "romatizma mı oluyorum ne?" diye de endişelendiren bu ibretlik Balcıoğlu 'ürününü', devamında orijinali ile birlikte (eğer Almancanız varsa tabi) okuyabilirsiniz. Böylece 'Bir garip intihal Vak'ası' çalışmamızın da sonuna gelmiş bulunuyoruz gecikmiş de olsa. Herkese derin okumalar...